امثال
الحوار العربي
ARAPÇA
KONUŞMA
ÖRNEKLERİ
-1-
شعبان
بيرايش
Şaban
PİRİŞ
Aile: اُسْرَة
Türkçe |
Arapça
|
Ailemi
takdim edeyim
|
اُقَدِّمُ
اُسْرَتيِ.
|
Bu
babam Hasan Bey.
|
هَذَا
اَبِي سَيِّد حَسَن.
|
Bu
annem Elif Hanım.
|
هَذِهِ
اُمِّي سَيِّدَة اَلِف.
|
Bunlar
kardeşlerim Emin ve Kemal.
|
هَئُلاءِ
اَخَوَيَّ اَمِين وَ كَمَال.
|
Bunlar
da kız kardeşlerim Büşra ve Cahide.
|
هئلاء
اَخَوَيْتِي بُشْرَى وَ جَاهِدَة.
|
Tanıştığımıza
memnun oldum.
|
تَشَرَّفْتُ
بَمعْرِفَتِكَ.
|
Bizde
memnun olduk.
|
وَ
نَحْنُ اَيْضًا
|
Ben,
Nail. Bu eşim saliha. Bu oğlum İbrahim ve bu da kızım
Zeynep.
|
انا
نائل .
هَذِهِ
زوجتي صالحة.
هَذاَابْنِي
ابراهيم و هَذِهِ بِنْتِي زَيْنَب.
|
Bizim
ailemiz kalabalıktır.
|
اُسْرَتُنَا
اَفْرَادُهَا كَثِير
|
Ninem
ve Dedem yanımızda kalıyor.
|
جَدِّى
وَجدََّتِي يَسْكُنَانِ مَعَناَ.
|
Halalarımı
ve teyzelerimi çok severim.
|
اُحِبُّ
كَثِيرًا خَلَاتِي وَ عَمَّاتي
|
Dayım
Kenan Mühendistir.
|
خَالِي
كَنَان مُهَنْدِس
|
Amcalarım
Ali ve Veysel yurtdışında çalışıyorlar.
|
عَمِّيَايَ
عَلِي وَ وَيْسَل يَعْمَلُ فِي خَارِجِ
الْمَمْلَكَة
|
Aile
fertleriniz nerede?
|
اَيْنَ
اَفْرَادُ اُسْرَتِك؟
|
Onlar,
Avrupa’da.
|
هُمْ
فِي اَوْرُوبا.
|
Deden
ve ninen var mı*
|
هَلْ
َلكَ جَدٌَ وَ جَدَّةٌ؟
|
Hayır
onlar vefat ettiler.
|
لاَ
هُمَا تَوَفَّيَا
|
Baban
ne iş yapıyor?
|
مَا
مِهْنَةُ اَبِيكَ؟
|
O,
emekli, çalışmıyor.
|
هُوَ
مُتَقاعِد.
لاَ
يَشْتَغِلُ
|
Annen
çalışıyor mu?
|
هَلْ
اُمُّكَ تَشْتَغِلُ؟
|
Hayır
o ev hanımı.
|
لا
هِىَ رَبَّةُ الْبَيْتِ
|
Kaç
erkek ve kız kardeşin var?
|
كَمْ
اِخْوَة وَ اَخَوَات لَك؟
|
2
erkek ve üç kız kardeşim var.
|
لِي
اِخْوَايَ وَ ثَلاثَ اِخْوَاتِ.
|
Çocukların
var mı?
|
هَلْ
لَكَ اَوْلاد؟
|
Evet,
iki oğlum ve bir kızım var.
|
نَعَمْ,
لِي
اِبْنَانِ وَبِنْت
|
Yakınlarından
öğretmen olan var mı?
|
هَلْ
مِنْ اَقْرَبَائِكَ مُدَرِّس؟
|
Evet,
amcam öğretmendir.
|
نَعَمْ
عَمِّي مُدَرِّس
|
Bankada: في البنك
Banka
|
بَنْك
|
Bu
çeki bozdurabilir miyim?
|
هَلْ
اسْتَطِيعُ اَنْ اَصْرِفَ هَذَا
الشِّيك؟
|
Çeki
ver!
|
هَاتِ
الشِّيكَ.
|
Çekin
arkasını imzaladın mı?
|
هَلْ
وَقَّعْتَ عَلَي ظَهْرِ الشِّيكِ.
|
Evet
imzaladım.
|
نَعَمْ
وَقَّعْتُ.
|
Bankada
cari hesabın var mı?
|
هَلْ
لَكَ حِسَاب جَارِي فِي الْبَنْكِ
|
Evet,
var.
|
نَعَمْ
لِي.
|
Bu
pulu al ve şu gişeye git!
|
خُذْ
هَذا الطَّابِعَ وَاذْهَبْ اِلَى ذاكَ
الشُبَّاك لِاسْتِلامِ النُّقُودِ.
|
Bende
Suudi Arabistan riyali var, onu Türk lirasına çevirmek
istiyorum.
|
مَعِى
رِيَال سُعُدِي اُرِيد تَحْوِيلَهُ
|
Riyallerini
ver.
|
هَاتِ
رِيَالاتِك.
|
Buyur!
|
تَفَضَّل.
|
İyi.
|
طَيِّب
|
Nüfuz
cüzdanın yanında mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ حَفِيظَةُ نُفُسِك؟
|
İşte!
|
هَا
هِيَ.
|
Paranı
buyur.
|
تَفَضَّلْ
نُقُودَكَ.
|
Çok
teşekkürler!
|
شُكْرًا
جَزِيلاً.
|
Bir
şey değil, buyurun!
|
لا
شُكْرَ عَلى وَاجِبٍ.
تَفَضَّلُوا
|
Her
zaman hizmetinizdeyiz.
|
نَحْنُ
فِي خِدْمَتِكُمْ دَائِماً
|
Camide: في المسجد
Cami
nerede?
|
اَيْنَ
الْمَسْجِدُ؟
|
Öğle
ezanı okundu mu?
|
هَلْ
اُزِّنَ اَزَانُ الظُّهْرِ؟
|
Namaz
kıldın mı?
|
هَلْ
صَلَّيْتَ؟
|
Nerede
namaz kılabilirim?
|
اَيْنَ
يُمْكِنُ اَنْ اُصَلِّ؟
|
Güneş
doğmadan namazı kılalım.
|
لِنُصَلِّ
قَبْلَ طُلوُعِ الشَّمْسِ.
|
İkindi
geçiyor, acele et!
|
تَعَجِّلْ
يَمُرُّ الْعَصْرُ.
|
Lütfen
namaz için uygun bir yerde durabilir miyiz?
|
مِنْ
فَضْلِكَ هَلْ يُمْكِنُ اَنْ نَقِفَ
لِاِقَامَةِ الصَّلاة؟
|
Abdestin
var mı?
|
هَلْ
اَنْتَ مُتَوَضِّعٌ؟
|
Abdest
almam gerekir.
|
يَجِبُ
عَلَيَّ اَنْ اَتَوَضَّعَ.
|
Cemaat
çıktı mı?
|
هَلْ
خَرَجَ الْجَمَعَةُ؟
|
Kaç
rekat namaz kıldın?
|
كَمْ
رَكْعَةً صَلَّيْتَ؟
|
Dört
rekat kıldım.
|
صَلَّيْتُ
اَرْبَعَ رَكْعَاتٍ
|
Allah
kabul etsin.
|
تَقَبَّلَ
اللهُ
|
Hepsini.
|
اَجْمَعِينَ.
|
Namaz
kılmak isteyen var mı?
|
هَلْ
يُجَدُ مَنْ يُرِيدُ اَنْ يُصَلِّ؟
|
Biz
namaz kılmak istiyoruz.
|
نَحْنُ
نُرِيدُ اَنْ نُصَلِّ.
|
Sabah
namazını kılacağım.
|
الفجر
سَاُصَلِّ
صَلاة
|
Öğle
namazını kılacağım.
|
سَاُصَلِّ
صَلاة الظهر
|
İkindi
namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ العص
|
Akşam
namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ المغرب
|
Yatsı
Namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ العشاء
|
Vitr
namazını kılacağım.
|
صَلاةَ
الوتر
َساُصَلِّ
|
Ramazan
Bayramı namazı ne zaman?
|
مَتَىَ
صَلَاةُ عِيدِ الْفِطْرِ؟
|
Kurban
Bayramı namazı ne zaman?
|
مَتَىَ
صَلاَةُ عِيدِ الْاَضْحَي؟
|
Çarşıda:
فِى
الّسُوقِ
Çarşı |
السُوق
|
Çarşı
nerede biliyor musunuz?
|
هَلْ
تَعْرِفُ اَيْنَ السُّوق؟
|
Hangi
çarşıyı soruyorsunuz?
|
اَيُّ
السُّوق تَسْأل؟
|
Hediyelik
eşya alacağım.
|
سَأشْتََرِى
الْهَدِيَّاتِ.
|
Kadın
elbiseleri nerede satılır?
|
اَيْنَ
يُبَايِعُ مَلَابِسَ النِّسَاءِ؟
|
Bu
kumaşın türü nedir?
|
مَا
صِنْفُ هَذَا الْقُمَاشِ؟
|
Bu
kumaş ipek, şu pamuktandır.
|
هَذَا
الْقُمَاشِ مِنْ حَرِير.
ذَاكَ
مِنْ قُطْنٍ
|
Bu
gömleğin ölçüsü ne?
|
مَا
مَقَاصُ هَذَا اْلفُسْتَان؟
|
Orta
|
مُتَوَصِّطٌ
|
Bu
ondan küçük mü, büyük mü?
|
هَذَا
اَصْغَرُ مِنْ ذَاك امْ اَكْبَرُ؟
|
Bunun
fiyatı nedir?
|
مَا
سَعْرُهُ؟
|
Bu
kaça?
|
بِكَمْ
هَذَا؟
|
Üç
milyon lira.
|
ثَلاثَ
مَلايين ِليَرة
|
Bu
çok pahalı değil mi?
|
أَلَيْسَ
غَال كَثِير هَذَا؟
|
Gerçekten
çok ucuz.
|
رَخِيص
كَثيِر جدًّا
|
Son
fiyat ne olur?
|
مَا
هُوَ آخِرُ الَّسعْرِ؟
|
Senin
için iki milyon yedi yüz elli.
|
لَكَ
بمِلْيُنَينِ وَ سَبْعُمِائَة وَ
خَمْسِينَ.
|
Bana
iki çorap ve bir de buluz ver.
|
هَاتِنِي
جَوَارِبَينِ وَ بُلُوزَة اَيْضًا.
|
Baş
üstüne.
|
عَلىَ
رَأْسي
|
İç
çamaşırı bulunur mu?
|
هَلْ
ثَوْبٌ دَاخِلِيّ مَوْجُودَة؟
|
Ne
renk istersiniz?
|
مَا
لَوْنهُ تُرِيدُون؟
|
Bu
gömlek dar.
|
هَذَا
الْقَمِيسُ ضَيِّقٌ.
|
Daha
genişi yok mu?
|
اَلا
اَوْسَعُ مَوْجُود؟
|
Kredi
kartı geçer mi?
|
هَلْ
بطَاقة اعتماد مَقْبُولَة؟
|
Yiyecek
bir şeyler almak istiyoruz.
|
نُرِيد
اَنْ نَشْتَرِ بِمَا نَطْعَمُ.
|
Eczanede: في الصيدالية
İlaç
|
دَوَاء
|
İlaçlar
|
اَدْوِيَة
|
Sizde
bu ilaçlar bulunur mu?
|
هَلْ
تُوجَد لَدَيْكُمْ هَذِهِ الْاَدَوِيَّة؟
|
Evet,
var.
|
نَعَمْ
تُوجَد.
|
Onları
istiyorum.
|
اُرِيدُهَا
|
Derhal.
|
فَوْرًا
|
Bu
ilaçlar nasıl kullanılır?
|
كَيْفَ
يُسْتَعْمَل هَذِهِ الْاَدَوِيَّة؟
|
Bu
habı sabah akşam yemekten sonra al.
|
تَنَاوَل
هذا الْحَب بَعْدَ الْفُتُور وَالْعَشاء.
|
Bu
şurubu yemeklerden sonra bir kaşık iç.
|
اِشْرَبْ
هَذا الَّشرَاب بَعْدَ كُلِّ الطَّعَام
مِلْعَقَة.
|
Bu
ilacı yemekten önce biraz suyla alacaksın.
|
سَتَنَاوَلُ
الَّدوَاء قَبْلَ الَّطعَامِ بِالْمَاءِ
قَلِيل
|
Bu
bir merhemdir.
|
هذا
مَرْهَم.
|
Yüz
ve el kremi istiyorum.
|
اُرِيدُ
مَرْهَم لِلْوَجْهِ وَ لِلْيَدَيْن.
|
Kaç
damla?
|
كَمْ
قَطْرَة؟
|
Bu
ilaçlar arasında iğne yok değil mi?
|
اَلَيْسَ
لا مَوْجُود حُقْن فِي هَذِه الاَدْوِيَة؟
|
Eczacıyla
konuşmak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَتَكَلَّمَ الصَّيْدَلانِي
|
Bu
hapları aç karnına iç.
|
اِشْرَبْ
بِبَطْنِ جَائِع هَذا الْحُبُوب
|
Allah
şifa versin.
|
شِفَيكَ
الله
|
Evde: في الْبَيْتِ
Eviniz
nerede?
|
اَيْنَ
مَنْزِلُكَ؟
|
Nerede
oturuyorsun?
|
اَيْنَ
تََسْكُنُ؟
|
Eviniz
müstakil mi, daire mi?
|
أ
مَنْزِلُكُمْ مستقل اَوْ شَقَّة؟
|
Kendi
eviniz mi, kira mı?
|
أ
الْمَنْزِلُ لَكُم اَمْ مُأجَّر؟
|
Eviniz
kaç odalı?
|
كَمْ
غُرْفَة فِي دَارِكُم؟
|
Oturma
odası geniş mi?
|
هَلْ
وَاسِعَةٌ غُرْفَةُ الْجُلُوس؟
|
Ev
işyerine yakın mı?
|
هَلِ
الدَّار قَرِيب مِنْ مَكانِ الْعَمَل؟
|
Ev
kiralamak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اِسْتَأجِرَ الشقة.
|
Bana
ev adresini ver.
|
هَاتِنيِ
عُنْوَانَ مَنْزِلِكَ.
|
Dairen
güzel mi?
|
هَلْ
جَمِيلَة شَقَّتُك؟
|
Dairemde
bir salon, bir yemek odası, bir misafir odası, bir yatak odası,
bir mutfak, tuvalet ve banyo var.
|
في
شَقَّتِي صَالُون وَغُرْفَة أَكْل وَ
غُرْفَة ضُيُوف وَ غُرْفَة نَوْم وَ
مَطْبَخ وَ دَوْرَةُ الْمِيَاهِ وَ
حمَّام.
|
Dairenin
balkonu var mı?
|
هَلْ
فِي شَقَّتِكَ شُرْفَة؟
|
Bakkal
size yakın mı?
|
هَلْ
البَقَّالة قَرِيبَة مِنْكُمْ؟
|
Burada
kiralık ev bulunur mu?
|
هَلْ
هُنَا يُوجَد بَيْتٌ مُأجَّرٌ؟
|
Bilmiyorum,
aramalısınız.
|
لا
اَدْرِي يَجِبُ عَلَيْكُمْ اَنْ
تَبْحَثُ عَنْهُ.
|
Market,
eczane, lokanta, kahve, manav evime uzak değil.
|
لَيْسَ
بَعِيد عَنْ مَنْزِلِي السُوقُ
الْمَرْكَزِي وَالصَّيْدَلِيَّة وَ
الْمَطْعَم وَ الْمَقْهَى وَ دُكَّانُ
الْخُضَرِي.
|
Ben
evde kalmıyorum. Otelde kalıyorum.
|
اَنَا
لا اَسْكُنُ فِي الْمَنْزِلِ اَسْكُنُ
فِي الْفُنْدُقِ.
|
Erciyes
oteli nerede kalıyor?
|
اَيْنَ
يَقَعُ فُنْدُق اَرْجِيَس؟
|
Allah’a
ısmarladık.
|
مَعَ
الَّسلامَة.
|
Görüş Açıklama: احساس الرأي
Bu
konuda görüşün nedir?
|
مَا
رَأْيُك فِي هَذِهِ الْمَسْئَلَة؟
|
Aynen
size katılıyorum.
|
اَشْتَرِكُ
بِكَ نَفْسًا.
|
Sizinle
aynı kanaatte değilim.
|
لَسْتُ
مُطَابِقًا مَعَكُمْ.
|
Ben
sizden biraz farklı düşünüyorum.
|
اُفَكِّرُ
مُفَرِّقًا قَلِيل مِنْكُم.
|
Sizce
de öyle değil mi?
|
اَفَلَيْسَ
كذالك لَدَيْكُمْ؟
|
Ama
herkes öyle düşünüyor.
|
وَلَكِنَّ
يُفَكِّرُ كذالك كُلُّ الَّناس.
|
Kim
ne derse desin, gerçek budur.
|
مَنْ
لَيَقُلْ مَاذَا َيقُول الْحَقُّ
هَذَا.
|
Bana
göre konu kapanmıştır.
|
عِنْدِي
الْمَوْضُوع اِنْتَهَى.
|
Siz
de onun gibi mi düşünüyorsunuz?
|
وَ
اَنْتُمْ تُفَكِّرُون مِثْلَه؟
|
Evet,
her söylediğine kefilim.
|
نَعَمْ
اَنا كَفِيل كُلَّ مَا يَقول.
|
Olaya
bir de bu açıdan bakalım..
|
وَلِنَنْظُرْ
الْوَاقِعَة مِنْ هَذِهِ الزَّاوِيَة
|
Eminim,
bunu hiç duymadınız.
|
اَنَا
مُتَأَكِّد مَا سَمِعْتَ هَذا قَطّ.
|
Tam
emin değilim.
|
لَسْتُ
مُتَأَكِّد تَامًّا.
|
Size
katılmıyorum.
|
لَسْتُ
مَعَكُمْ
|
Ne
gibi.
|
مِثْلُ
مَاذَا؟
|
Gümrükte: في الجمرك
Nerelisin?
|
مِنْ
اَيْنَ اَنْتَ؟
|
Türkiyeliyim.
|
اَنَا
مِنْ تُرْكِيَة.
|
Pasaportun
nerede?
|
اَيْنَ
جَوَازُ سَفَرِكَ؟
|
İşte,
buyrun!
|
هَا
هُوَ تَفَضَّل.
|
Lütfen
ismin…
|
مِنْ
فَضْلِكَ اِسْمَكَ ..
|
İsmim
Furkan.
|
اِسْمِي
فُرْقَان.
|
Seninle
kimse var mı?
|
هَلْ
مَعَك اَحَد؟
|
Yanımda
eşim, oğlum ve kızım var.
|
مَعِي
زَوْجَتيِ وَ ابْنيِ وَ بِنْتي.
|
Burada
kaç gün kalacaksınız?
|
كَمْ
يَوْمًا سَتَبْقَى هُنَا.
|
İki
ay kalacağım.
|
سَأَبْقَى
شَهْرَينِ.
|
Güzel,
pasaportunu al!
|
طَيِّب
خُذْ جَوَاز سَفَرِك.
|
Bu
eşyalar senin mi?
|
هَلْ
هَذِهِ الْاَمْتِعَة لَك؟
|
Evet
benim.
|
نَعَمْ
لِي.
|
Gümrüğe
tabi bir şeyin var mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ ِللْجُمْرُك؟
|
Bilmiyorum.
|
لا
اَدْرِي.
|
Bu
çantayı açar mısın?
|
هَلْ
تَفْتَح هَذِهِ الْحَقِيبَة؟
|
Buyurun!
|
َتفَضَّل
|
El
çantanı da aç!
|
اِفْتَحْ
حَقِيبَتَكَ الْيَدَوِيَّة
|
Onda
yalnız elbiselerim var.
|
فِيهَا
مَلابِسِي فَقَط.
|
İyi
onu al!
|
طَيِّب.
خُذْهَا.
|
İlginize
teşekkür ederim.
|
شُكْرًا
عَلَي عَلاقَاتِكَ الَّطِّيبَة
|
Bir
şey değil.
|
عَفْوًا
|
Hava
alanı yakın mı?
|
هَلْ
قَرِيب مِنْ هُنا مَطار؟
|
Pilot
nerede?
|
اَيْنَ
الطَّيَّار؟
|
Uçak
ne zaman kalkacak?
|
مَتَي
سَيَرْتَفِعُ الَّطيَّارَة؟
|
Çanta
yanında mı?
|
هَلْ
عِنْدَك الْحَقِيَبتُك؟
|
Tren
hızlı mı?
|
هَلِ
الْقِطار سَرِيع؟
|
Tren
istasyonu buradan uzak mı?
|
أَ
بَعِيد عَنْ هُنا مَحَطَّةُ الْقِطَار؟
|
Bu
gümrüğe tabi mi?
|
أ
هذا تابِع لِلْجُمْرُك؟
|
Hayır,
o gümrükten muaf.
|
لا
هُوَ مُعْفَاة عَنِ الْجُمْرُك.
|
Pasaport
lütfen
|
مِنْ
فَضْلِك جَوازَ سَفَرِك
|
Bekleme
salonu nerede?
|
اَيْنَ
صَالَةُ الْاِنْتِظَار؟
|
Hava
yoları acentesini arıyorum.
|
اَبْحَثُ
عَنْ وَكَالَةَ الطَّيَرَان.
|
Hal Hatır Sorma:
Selamun
Aleykum.
|
اَلسَّلامٌ عَلَيْكُمْ |
Aleykum
selam.
|
وَ عَلَيْكُمُ السَّلامُ. |
Nasılsın
kardeşim?
|
كَيْفَ حَال يا اَخِي؟ |
Elhamdü
lillah iyiyim. Ya sen?
|
اَلْحَمْدُ للهِ اَنَا بِخَيْر. وَ اَنْتَ؟ |
Allah’a
hamdolsun ben de iyiyim.
|
وَالْحَمْدُ لَِّلهِ اَنَا بِخَيْر اَيْضًا |
Nereden
geliyorsun?
|
مِنْ اَيْنَ اَنْتَ قَادِم؟ |
İstanbul’dan
geliyorum.
|
اَنَا قَادِم مِنْ اِسْتانْبوُل. |
Nereye
gidiyorsun?
|
اِلَي اَيْنَ اَنْتَ ذَاهِب؟ |
Ankara’ya
gidiyorum.
|
اَنَا ذَاهِب اِلَي آنْقَرَة. |
Niçin
Ankara’ya gidiyorsun?
|
لِمَاذَا اَنْتَ ذَاهِب اِلَي آنقرة؟ |
Amcamı
görmek için
|
لِاَزُورَ عَمِّي. |
Görüşürüz.
|
اِلَي الْلِقَاءِ. |
Hastanede: في المستشفي
Hastane
nerede?
|
اَيْنَ
الْمُسْتَشْفَي؟
|
Bir
ambulans lütfen.
|
مِنْ
فَضْلِك الاَسْعاف
|
Doktor
istiyorum.
|
اُرِيدُ
الطَّبِيبَ.
|
Hastayım
bana ne oldu bilmiyorum.
|
اَنَا
مَرِيدٌ . لا
اَعْرِفُ مَااَصَابَنِي؟
|
Başım
ağrıyor.
|
اَشْعَرُ
اَلَمًا فِي رَئْسِي.
|
Ağzını
aç ve dilini çıkar!
|
اِفْتَحْ
فَمَك ...َ
اُخْرُجْ لِسانَك...
|
Sırt
üstü yat ve nefes al!
|
اُرْقُدْ
عَلَي ظَهْرِكَ وَ تَنَفَّسْ.
|
Hastalığım
nedir doktor?
|
مَا
مَرَضِي يَا طَبِيبِ؟
|
Ölecek
miyim?
|
أَ
سَاَمُوتُ؟
|
Allah
bilir.
|
اَللهُ
اَعْلَمْ.
|
Önemli
değil, korkma!
|
لا
بَأْسَ بِهِ,
لاَ
تَخَفْ
|
Ne
zaman beri hastasın?
|
مُنْذُ
مَتيَ مَرَضْتَ؟
|
İki
günden beri.
|
مُنْذُ
يَوْمَيْنِ
|
Her
hangi bir ilaç aldın mı?
|
هَلْ
تَنَاوَلْتَ اَيُّ دَوَاء؟
|
Hayır,
sadece aspirin aldım.
|
لا,
تَنَاوَلْتُ
آسبيرين فَقَطْ.
|
Sana
bazı ilaçlar yazacağım.
|
سَأَصِفُ
لَكَ بَعْضَ الادْوِيَة.
|
Karnımda
şiddetli bir ağrı hissediyorum.
|
اَشْعَرُ
اَلَمًا شَديدًا فِي بَطْنِي
|
Gribe
yakalanmışsın.
|
اَصَابَكَ
الزُُّكَام.
|
Kulak
burun boğaz uzmanına gitmen gerekir.
|
يَجِبُ
عَلَيْك اَنْ تَذْهَبَ اِلَي مُتَحَصِّصِ
فِي اَمْرَاضِ الْأُذْنِ وَ الأَنْفِ
وَ الْحَنْجَرَة.
|
Hastamızın
şikayeti nedir?
|
مَا
هِيَ شَكْوَي الْمَرِيدِنَا؟
|
İlk
önce elbiseni çıkar ve buraya uzan.
|
اِخْلَعْ
ثِيَابَك فَمدِّد هُنَا اَوَّلًا.
|
Sana
acil şifalar dilerim.
|
اَرْجُو
شِفَاءً عَاجِلاً
|
Hobiler
Hakkında:
Hobin
nedir?
|
مَا
هِوَايَتُك؟
|
Hobim,
Okumak, futbol ve müzik dinlemek
|
هِواَيَتي
قِرَائَة وَ لُعْبَة الْقَدَمِ وَ
اسْتِمَاع المْوُسِيقِي
|
Boş
vaktinde ne yapmayı tercih edersin?
|
مَاذَا
تُفَضِّلُ اَنْ تَعْمل في وَقْتِ
الْفَارِغك؟
|
Ben
dolaşmayı her şeye tercih ederim.
|
اَنَا
اُفَضِّلُ تَنَزَّهَ عَلَي
كُلَّ
شَيْءٍ
|
İş
yerinde:
Nerede
çalışıyorsun?
|
اَيْنَ
تَعْمَلُ؟
|
Otomobil
fabrikasında çalışıyorum.
|
اَعْمَلُ
فِي مَصْنَعِ السَّيَّارة
|
Orada
işin nedir?
|
مَا
اَمْرُك هُنَاك؟
|
Orada
işçiyim.
|
اَنَا
عاَمِل هُنَاك.
|
Türkiye’de
insanlar nerede çalışır?
|
اَيْنَ
يَعْمَلُ النَّاس فِي تُرْكِياَ؟
|
Türkiye’de
insanlar bir çok işte çalışır. Bir kısmı tüccardır, bir
kısmı işçi, bir kısmı memur ve bir kısmı da çifçidir.
|
يَعْمَلُ
النَّاس فِي عَمَلٍ كَثِيرٍ فِي
تُرْكِيَا. بَعْضُهُمْ
تَاجِرٌ و بَعْضُهُمْ عُمَّالٌ وَ
بَعْضُهُمْ مُوَظَّفٌ وَ بَعْضُهُمْ
فَلَّاحٌ.
|
Türkiye’de
insanlar ne kadar maaş alırlar?
|
كَمْ
لِيرة يَأْخُذُ راَتِب شَهْرِيّ؟
|
Gerçekten
çok değişiktir. Bir kısmının geliri çok düşük, bir
kısmı da ihtiyacından fazla ve haksızca maaş alır.
|
مُخْتَلِف
كَثِير جِدّاً.مِنْ
بَعْضِهِم مَعِيشَتُهُ ضَيِّقٌ جِدًّا
وَ بَعْضُهُمْ يَأخُذُ راتب شهري
اَكْثَر مِمَّا يحتاج اليه وَ بغَيْرِ
حَقٍّ .
|
Poliste:
في مركز الشرطة
İmdat!
|
اَلنَّجْدَة!
|
Polis
istiyorum.
|
اُرِيدُ
شُّرْطَة
|
Neyin
var?
|
مَالَك؟
|
Nerede
oturuyorsun?
|
اَيْنَ
تَسْكُنُ؟
|
Tam
adresin nedir?
|
عُنْوَانُكَ
كَامِل؟
مَا
|
Talas
Cad. Burcu Apt. 1. Kat
|
عِمَارَة
بوُرْجُو الطَّابِق
شَارِع
طَلاَس
الْاَرْضِي
|
Numarası
Kaç?
|
مَا
رَقَمُهَا ؟
|
numara
......
|
.....ُ
اَلرَّقَم
|
Telefonun
var mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ هَاتِف؟
|
evet,
1234567
|
نَعَمْ
١٢٣٤٥٦٧
|
Hüviyetini
ver!
|
اَعْطِنِي
هُوِيَّتَك؟
|
Buyur!
|
تَفَضَّل...
|
Çantam
ve pasaportum çalındı.
|
سُرِقَ
الْخَقِيبَتِي وَ جَوَازَ سَفَرِي
|
Çantanı
nerede kaybettin?
|
اَيْنَ
فَقَدْتَ خَقِيبَتَك؟
|
Çarşıda
kuyumcu dükkanının önünde.
|
فِي
السُّوق اَمَامَ الدُّكَّان الْجَوَاهِر
|
Birinden
şüpheleniyor musun?
|
هَلْ
تَشُكُّ فِي اَحَدٍ؟
|
Olay
anında yanında kim vardı?
|
مَنَ
عِنْدَك حِين الْحادثة؟
|
Hatırlamıyorum.
|
لاَ
اُذَكِّرُ
|
Üzülme
Allah’ın izniyle onu bulacağız.
|
لاَ
تَأْسَفْ سَنَجِدُهاَ بِاِذْنِ الله
|
Lokantada:
Afedersiniz,
en yakın lokanta nerede?
|
مِنْ
فَضْلِك, اَيْنَ
الْمَطْعَمُ الْاَقْرَب؟
|
hoş
geldiniz, buyrun!
|
اَهْلاً
وَسَهْلاً, تَفَضَّلوُا...
|
Ahmet
Bey ne alırsınız?
|
مَاذَا
تَتَنَاوَلُونَ يا سَيِّد اَحْمَد؟
|
Önce
mercimek çorbası lütfen…
|
مِنْ
فَضْلِك..شُورْبَة
عَدَس اَوَّلاً
|
Ondan
sonra yemek olarak ne tercih edersiniz?
|
مَاذَا
تُفَضِّلُون طَعَامًا بَعْدَ ذَالِك؟
|
Şiş
kebap ve salata getir!
|
هَاتِ
شِيشْ كَبَاب وَ سَلاطَة!
|
Afedersiniz,
bize bakar mısın?
|
مِنْ
فَضْلِك هَلْ تَنْظُراِلَيْنَا؟
|
Salata
ve biber istiyoruz!
|
نُرِيدُ
سَلاَطَة وَ فُلْفُل
|
Pilav
üstü tavuk lütfen!
|
مِنْ
فَضْلِك الدَّجَاج عَلي الرُّوز
|
Portakal
suyu alabilir miyim?
|
هَلْ
اَتَنَاوَل عَصِيرَ الْبُرْتَقَال؟
|
Mutfağınızda
ne var?
|
مَاذَا
يُوجَد فِي مَطْبَحِكُمْ؟
|
Mutfağımızda,
kızarmış veya haşlanmış yumurta, meyve suyu, bal, reçel,
peynir, tavuk çorbası ve soğuk et var.
|
فِي
مَطْبَاحِنَا بَيْضٌ مَقْلِيٌّ اَوْ
مَسْلُوقٌ وَ الْعَصِير وَ الْمُرَبَّي
وَ الْسْل وَ الْجُبْن وَ حِسَاءَ
الدَّجَاج وَ لَحْم بَارِد؟
|
İçecek
olarak ne istersiniz?
|
مَاذَا
تُرِيدُونَ مِنَ الْمَشْرُوبَات؟
|
Alışveriş
(kasap, manav, mağaza):
Çarşı
nerede?
|
اَيْنَ
السّوُق؟
|
Ne
alacaksın?
|
مَاذَا
تَشْتَرِي؟
|
Biraz
yiyecek ve giyecek alacağım.
|
سَاَشْتَرِي
بَعْضَ
الطَّعَام وَالْمَلابِيس.
|
Yakında
bir kasap dükkanı var mı?
|
أَ
قَرِيب هُنَا دُكَّان الْجَزَّار؟
|
Yarım
kilo koyun eti, bir kilo sığır eti istiyorum.
|
اُرِيدُ
نِصْف كِيلُو لَحْم حَرُوف و كِيلُو
لَحْم بَقَرَة.
|
Kıyma
mı, kuşbaşı mı?
|
اَ
لَحْم مَفْرُوم اَمْ قِطْعَة لَحْم؟
|
Balık
ve tavuk nerede satılır?
|
اَيْنَ
يُبَايَع سَمَك وَ دجَاجَة؟
|
Burada
taze meyve sebze
bulunur mu?
|
هَلْ
يُوجَدْ هُنَا فَوَاكِهَ وَ خُضَر ؟
|
Ne
gibi?
|
مِثْلُ
مَا؟
|
Muz,
elma, portakal, üzüm, armut, ayva, domates, kaysı, kavun,
karpuz, salatalık, marul, yeşil biber, acı biber, bakla,
patates, patlıcan, taze fasulye…
|
مَوْزَة,
تُفَّاحة,
بُرْتَقَال,
عِنَب,
كُمَّثْرَي,
سَفَرْجَل,
طَمَاطِم,
مِشْمِش,
شَمَّام,
بِطِّيخ,
خِيَار,
خسّ,
فُلْفُل
اَخْضَر, فُلْفُل
حَار, فُول,
بَاطَاطَا,
بَاذِنْجَان,
فَاصُولْيَا
خُضْرَاء...
|
Ekmek
ve çay bulunur mu?
|
هَلْ
يُوجَد خُبْز وَ شَاي؟
|
Lütfen
ondan bir kilo verin.
|
مِنْ
فَضْلِك اَعْطِنِي كِيلو وَاحد مِنْهُ.
|
Bu
Kaça?
|
بِكَمْ
هَذَا؟
|
Onu
istiyorum.
|
اُرِيدُ
ذَالِك!
|
Toplam
fiyatı ne kadar?
|
كَمْ
جُمْلَةُ الثَّمَن؟
|
Bu
çok pahalı değil mi?
|
اَلَيْسَ
هَذَا غَالٍ كَثِير؟
|
Hayır,
bilakis bu çok ucuz.
|
لا,
بَلْ
هَذَا رَخِيص جِدًّا
|
Biraz
indirim yapamaz mısınız?
|
اَ
لَيْسَ مُمْكِن اَنْ تفْعَلَ التَّنْزِيل
قَليِل؟
|
Buyurun
parası!
|
تَفَضَّل
نُقُودُهُ!
|
Üzerime
kıyafet almak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَشْتَرِي لِبَاس عَلَيَّ.
|
Haydi
bir mağazaya gidelim.
|
حَيَّ
نَذْهَب اِليَ دُكَّان مَلابِس
|
Sizde
İpek gömlek bulunur mu?
|
هَلْ
عِنْدَكُمْ قَمِيص حَرير؟
|
Hayır,
bizde pamuklu kumaştan var.
|
لاَ
, عِنْدَنَا
مِنْ قُمَاش قُطْن.
|
Kızım
için entari almak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَشْتَرَ فُسْتَان لِبِنْتِي.
|
Bu
ceketin ölçüsü nedir?
|
مَا
مَقَاسُ هَذَا السِتْرَة؟
|
Paltonun
ölçüsü orta’dır.
|
مَقَاس
الْمِعْطَف مُتَوَسِّط
|
Dört
çorap bir de
buluz kaç lira?
|
كَمْ
لِيرَة اَرْبَعة جَوَارِيب وَ بُلُوزة
اَيْضًا
|
Son
fiyat nedir?
|
مَا
آخِر السَّعر؟
|
Okulda:
في
المدرسة
Hangi
okulda okuyorsun?
|
فِي
اَيِّ الْمَدْرَسَة تَدْرُس؟
|
Lisede
okuyorum.
|
اَدْرُس
فيِ الثَّانَوِيَّة
|
Hangi
dilde eğitim yapıyorsunuz?
|
بِاَيِّ
لِسَان تَدْرُسُون؟
|
Türkçe
eğitim yapıyoruz.
|
نَدْرُس
بِلِسَان التُّركِي.
|
Dersler
zor mu?
|
اَ
دُرُوسُكُم صَعْب؟
|
Hayır
dersler bana çok kolay geliyor.
|
لاَ,
الدُّرُوس
سَهْل جِدًّا لِي.
|
Hangi
dersi daha çok seviyorsun?
|
اَيُّ
الدَّرس اَحَبٌّ اِلَيْك؟
|
Matematik
ve Arapça’yı daha çok seviyorum.
|
الرِّيَاضِية
وَاللُّغَةُ الْعَرَبِية اَحَبّ
اِلَيَّ.
|
Otelde:
في
الفندق
Boş
odanız var mı?
|
هَلْ
لَدَيْكُمْ غُرْفَة فَارِغَة؟
|
Tutmak
ister misin?
|
نَعَمْ,
لَدَيْنَا.
هَلْ
تَطْلِبُ الْاِسْتِئْجَار؟
|
Evet,
mümkünse…
|
نَعَمْ
اِنْ اَمْكَن..
|
Odanızın
nasıl olmasını tercih edersiniz?
|
كَيْفَ
تُفَضِّل اَنْ تَكُنَ غُرْفَتَك؟
|
Odamın
birinci katta olmasını tercih ederim.
|
اُفَضِّلُ
اَنْ تَكُونَ غُرْفَتِي فِي الطَابِقِ
الْاَوَّل.
|
Memnuniyetle…
|
بِكُلِّ
سُرُور
|
Odayı
görmek ister misin?
|
اَ
تَرْغَبُ فِي رُئْيَةِ الْغُرْفَة ؟
|
Lütfen!
|
مِنْ
فَضْلِك..
|
Üç
günlük ücreti ne kadar?
|
كَمِ
الْاُجْرَة لِثَلاثَة اَيَّام؟
|
Yüz
Amerikan doları.
|
مِائَة
دُولَار اَمْرِكِي.
|
Postanede:
في
المكتب البريد
Afedersiniz,
Postane Nerede?
|
مِنْ
فَضْلك, اَيْنَ
مَكْتَب الْبَرِيد؟
|
Bu
mektubu Türkiye’ye göndermek istiyorum.
|
اُرِيد
اِرْسَالًا هَذِهِ الرِّسَالَة اِليَ
تُرْكِيَة.
|
Sizde
Pul bulunur mu?
|
هَل
يُوجَد عِنْدَكُم طَوابِع؟
|
Türkiye’den
bana bir mektup gelecekti. Bakmanız mümkün mü?
|
كَانَ
سَيَجِئُني رسالة مِن تركية.
هل
يُمْكِنُ اَنْ تَلْحَظ؟
|
İlgilendiğiniz
için teşekkür ederim.
|
شُكْرًا
لَكُمْ لِاِهْتِمَامِكُمْ
|
Selamlaşma
: التحيات
Selamun
Aleykum.
|
اَلسَّلام
عَلَيْكُمْ
|
Aleykum
selam.
|
وَ
عَلَيْكُمُ السَّلاَم
|
Merhaba.
|
مَرْحَبَا
|
Hoş
geldiniz.
|
اَهْلاً
بِكُمْ
|
Hoş
bulduk.
|
اَهْلاً
وَ سَهْلاً
|
Günaydın.
|
صَبَاحُ
الْخَيْر
|
Günaydın.
|
صَبَاحُ
النُّور
|
İyi
Akşamlar.
|
مَسَاءُ
الْخَيْر
|
İyi
Akşamlar.
|
مَسَاءُ
النُّور
|
İyi
Geceler.
|
لَيْلَة
سَعِيدَة
|
Görüşmek
üzere!
|
اِلَي
اللِّقَاءِ
|
Güle
güle.
|
مَعَ
السَّلاَمَة
|
Allah’a
ısmarladık.
|
مَعَ
السَّلاَمَة
|
Allah’a
emanet ol!
|
فِي
اَمَانِ اللهِ
|
Kendine
iyi bak!
|
اِنْتَبِهْ
لِنَفْسَك
|
Seyahatte:
في
السفر
Nereye
gidiyorsunuz?
|
الَي
اَين اَنتَ ذَاهِب؟
|
Hac
için Mekke’ye gidiyorum.
|
اَنَا
ذَاهِب اِلَي مَكَّة لِلْحَجِّ
|
Gerekli
malzemeleri aldınız mı?
|
هَل
اَخَذْتَ الجهاز الذي نهتاج اليه
|
Uçakla
mı gideceksiniz, otobüsle mi?
|
اَ
تَذْهَبوُنَ بِالطَّائِرَةِ اَوْ
بِالْحَافِلَةِ؟
|
Uçak
biletleri cebimdeydi. Ama şimdi bulamıyorum.
|
كَانَ
التَّذَاكِرُ الطَّائِرَةِ فيِ جَيْبيِ
وَلَكِنَّ لاَ اسْتَطِيعُ اَنْ اَجِدَ
الْآنَ.
|
Afedersiniz,
Su alabilir miyim?
|
مِنْ
فَضْلِكَ,
يُمْكِنُ
اَخْذُ المْاَءَ؟
|
Nerede
mola vereceğiz?
|
اَيْنَ
تَوَقُّف قَصِير؟
|
İçim
bulandı, galiba çıkaracağım.
|
|
Kaç
saatte varırız oraya?
|
فِي
كَمْ سَاعَة نَصِلُ هُنَاك؟
|
Yaklaşık
20 saatte.
|
تَقْرِيباً
عِشْرُونَ سَاعَة
|
Okumak
için bir gazete istiyorum.
|
اُرِيدُ
جَرِيدَةً لِاَنْ اَقْرَاَ.
|
Hangi
dergiler var?
|
اَيُّ
مَجَلّات مَوْجُود؟
|
Bir
küçük bardakta kahve lütfen!
|
من
فضلك, قهوة
في فنجان صغير.
|
Sütlü
mü olsun?
|
هل
مَعَ الْحَلِيب؟
|
Hayır,
sade istiyorum.
|
لا
, اُريد
خَالِصًا
|
Tanışma:
تَعَارُف
Merhaba
|
مَرْحَبًا
|
İsmim Kemal.
|
اِسْمِي
كَمَال.
|
Ya sizin isminiz…
|
وَ
اِسْمُكَ الْكَرِيم...
|
Seni Selami ile tanıştırayım.
|
اَعَرِّفُكَ
عَلَي سَلامي.
|
Tanıştığımıza memnun oldum.
|
سُرِرْتُ
بِمَعْرِفَتِك.
|
Bize kendinizden bahseder misiniz?
|
سَمِّعْنَا
شَيْئًا عَنْكَ
|
Ben Edebiyat Fakültesinde
öğrenciyim.
|
اَنَا
طَالِبٌ فِي كُلِّيَة آدَاب
|
Türkiye’den geldim.
|
اَنَا
جِئْتُ مِنْ تُرْكِيا
|
Ailem de Türkiye’de yaşıyor.
|
وَ
اُسْرَتِي تُقِيمُ فِي تُرْكِيا
|
Siz ne iş yaparsınız?
|
وَ
مَا مِهْنَتُكَ؟
|
Ben Arapça öğretmeniyim.
|
اَنَا
مُعَلِّمُ اللُّغَةَ
الْعَرَبِيةَ
|
Nerede oturuyorsunuz?
|
اَيْنَ
تَسْكُنُ؟
|
……….de oturuyorum.
|
اَسْكُنُ
فِي .........
|
Ailenizle beraber mi?
|
هَلْ
مَعَ اُسْرَتِك؟
|
Evet. Ailemle beraber.
|
نَعَمْ
مَعَ اُسْرَتِي.
|
Babanız ne iş yapıyor?
|
مَا
مِهْنَتُ اَبيِكُمْ؟
|
O, doktor.
|
هُوَ
طَبِيبٌ
|
Kaç erkek ve kız kardeşin var?
|
كَمْ
لَكَ اِخْوَة وَ اَخَوَات؟
|
Sadece bir erkek kardeşim var.
|
لِي
اَخٌ فَقَط.
|
Kaç yaşında?
|
كَمْ
سَنَة عُمْرُهُ؟
|
11 Yaşında.
|
عُمْرُهُ
اَحَدَ عَشَرَ سَنَةً.
|
Tatilde:
في
العطلة
Yaz tatilinde nereye gideceksin?
|
اِليَ
اَيْنَ سَتَذْهَبُ فِي الْعُطْلََة
ِالصَّيْف
|
Bilmiyorum. Henüz karar vermedim.
|
لاَ
اَعْرِفُ, لَمْ
اُبْرِمْ.
|
Burada kaç gün kalacaksın?
|
كَمْ
يَوْمًا سَتَمْكُثُ هُنَا؟
|
Burada iki hafta kalacağım.
|
سَاَمْكُثُ
هُنَا اُسْبُعَيْن
|
Tatilini nerede geçirdin?
|
اَيْنَ
قَضَيْتََ عُطْلَتَك؟
|
Yol
Tarifi ve Yolda (taksi tutma, dolmuşa binme,
ulaşım araçları, tren istasyonunda): تعريف
الطريق
Afedersiniz,
Müzeye nasıl gidebilirim?
|
مِنْ
فَضْلِك, كَيْفَ
اَسْتَطِيع اَنْ اَذْهَب اِلي
الْمَتْحَف؟
|
Bu
yoldan dosdoğru git, sonra sağa dön.
Onu
orada göreceksin.
|
سِرْ
مُسْتَقِيمًا مِنْ هَذَا الطَّرِيق
ثُمَّ اِنْعَطِفْ يَمِينًا.فَسَتَرَيهُ
هُنَاك.
|
Nereye
gitmek istiyorsunuz?
|
اِلَي
اَيْنَ تُرِيدُون السَّفَر؟
|
Cidde’ye
|
اِلَي
جِدَّة
|
İşte
adres, bizi oraya götür.
|
هَا
هُوَ الْعُنْوَان..
اِذْهَبْ
بِنَا هُنَاك!
|
Borcum
ne kadar?
|
كَمْ
عَلَيَّ مِنَ النُّقُود؟
|
Borcun
5
milyon
lira.
|
عَلَيك
خَمْسَ مَلاَيِينَ لِيرَة.
|
Bu
çok değil mi?
|
اَ
لَيْسَ كَثِيرَة؟
|
Kesinlikle,
bu resmi tarifedir.
|
كَلاَّ
هَذِهِ تَعْرِفَة رَسْمِية
|
Otomobil
kiralamak istiyorum.
|
اُرِيدُاَنْ
اَسْتَئْجِرَ سَيَّارَة؟
|
Kaç
günlüğüne istiyorsunuz?
|
لِمُدَّةِ
كَمْ يَوْمًا تُرِيدُون؟
|
Üç
günlüğüne…
|
لِمُدَّة
ثَلاَثَة اَيَّام.
|
Buyrun
ücretini
|
تَفَضَّل
هَا هِيَ الْاُجْرَتِهَا!
|
Buyrun,
arabanın anahtarı!
|
تَفَضَّل
مِفْتَاحِ السَّيَّارَة!
|
Oraya
nasıl gidebilirim?
|
كَيْفَ
اَصِلُ هُنَاك؟
|
Otobüsle
gidebilirsiniz.
|
تَصِلُ
هُنَاك بالْحَفِلَة
|
Sola
dön
|
اِنْعَطِفْ
شِمَالاً
|
Caddeyi
geç
|
اُعْبُرِ
الشَّارِع
|
Önündeki
kavşağı geç.
|
اِقْطَع
قُدَّامَك دَوَّارًا
|
Ahmet
Bey hangi sokakta oturuyor?
|
بِاَي
زُقَاق يَسْكُن سَيِّد اَحْمَد؟
|
Bilmiyorum.
|
لا
اَدْرِي .
|
Niye
soruyorsun?
|
لِمَ
تَسْئَل؟
|
Ziyaret
Yerleri:
محلاة
الزيارو
Buradaki
ziyaret yerlerini bana gösterir misiniz?
|
هَلْ
تُدِلُّنِي مَحَلِّ الزِّيَارَات
هُنَا؟
|
Memnuniyette.
|
بِكُلِّ
سُرُور.
|
Nereleri
görmek istiyorsunuz?
|
اَيُّ
مَكَانٍ تُرِيدُ اَنْ تَزُورَ؟
|
Tarihi
ve doğal mekanlar, müzeler, eski camiler, türbeler, çarşılar
ve kültür merkezlerini görmek istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَرَ اَمَاكِنَ التَّارِيخِي وَ
الطَّبِيعِي وَ مَتَاحِف وَالْمَسَاجِدَ
الْقَدِيم وَ التُّرَب وَ اَسْوَاق وَ
مَرَاكِزَ الثَّقَافِيّ.
|
Buraya
yakın.
|
قَرِيب
مِنْ هُنَا.
|
Buraya
uzak.
|
بَعِيد
عَنْ هُنَا.
|
Güle
güle
|
مَعَ
السَّلامَة
|
©
Tüm hakları Arz Yayıncılık’a
aittir.
9 yorum:
çok faydalı bir site.ŞÜKRAN ŞÜKRAN ŞÜKRAN...
sitenizde ammi arapçaya da yer verseniz daha güzel olur
15 yaşındayım yazarmısınıızzzzzzzzzzzzzzzzz
15 yaşındayım yazarmısınıızzzzzzzzzzzzzzzzz
pdf olarak indirmeyi istiyorum
Hzjsbsbsjsn sanada sukran
Uzun süredir takip ediyorum çok güzel tam konuşma dilini yazıyorsunuz Google translate bile sizin gibi konuşma dili çeviremiyor kelimeleri (şukran cezilen)
Çok teşekkür ediyorum çok iyi hazırlanmış
Harika
Yorum Gönder