امثال
الحوار العربي
ARAPÇA
KONUŞMA
ÖRNEKLERİ
-1-
شعبان
بيرايش
Şaban
PİRİŞ
Aile: اُسْرَة
Türkçe |
Arapça
|
Ailemi
takdim edeyim
|
اُقَدِّمُ
اُسْرَتيِ.
|
Bu
babam Hasan Bey.
|
هَذَا
اَبِي سَيِّد حَسَن.
|
Bu
annem Elif Hanım.
|
هَذِهِ
اُمِّي سَيِّدَة اَلِف.
|
Bunlar
kardeşlerim Emin ve Kemal.
|
هَئُلاءِ
اَخَوَيَّ اَمِين وَ كَمَال.
|
Bunlar
da kız kardeşlerim Büşra ve Cahide.
|
هئلاء
اَخَوَيْتِي بُشْرَى وَ جَاهِدَة.
|
Tanıştığımıza
memnun oldum.
|
تَشَرَّفْتُ
بَمعْرِفَتِكَ.
|
Bizde
memnun olduk.
|
وَ
نَحْنُ اَيْضًا
|
Ben,
Nail. Bu eşim saliha. Bu oğlum İbrahim ve bu da kızım
Zeynep.
|
انا
نائل .
هَذِهِ
زوجتي صالحة.
هَذاَابْنِي
ابراهيم و هَذِهِ بِنْتِي زَيْنَب.
|
Bizim
ailemiz kalabalıktır.
|
اُسْرَتُنَا
اَفْرَادُهَا كَثِير
|
Ninem
ve Dedem yanımızda kalıyor.
|
جَدِّى
وَجدََّتِي يَسْكُنَانِ مَعَناَ.
|
Halalarımı
ve teyzelerimi çok severim.
|
اُحِبُّ
كَثِيرًا خَلَاتِي وَ عَمَّاتي
|
Dayım
Kenan Mühendistir.
|
خَالِي
كَنَان مُهَنْدِس
|
Amcalarım
Ali ve Veysel yurtdışında çalışıyorlar.
|
عَمِّيَايَ
عَلِي وَ وَيْسَل يَعْمَلُ فِي خَارِجِ
الْمَمْلَكَة
|
Aile
fertleriniz nerede?
|
اَيْنَ
اَفْرَادُ اُسْرَتِك؟
|
Onlar,
Avrupa’da.
|
هُمْ
فِي اَوْرُوبا.
|
Deden
ve ninen var mı*
|
هَلْ
َلكَ جَدٌَ وَ جَدَّةٌ؟
|
Hayır
onlar vefat ettiler.
|
لاَ
هُمَا تَوَفَّيَا
|
Baban
ne iş yapıyor?
|
مَا
مِهْنَةُ اَبِيكَ؟
|
O,
emekli, çalışmıyor.
|
هُوَ
مُتَقاعِد.
لاَ
يَشْتَغِلُ
|
Annen
çalışıyor mu?
|
هَلْ
اُمُّكَ تَشْتَغِلُ؟
|
Hayır
o ev hanımı.
|
لا
هِىَ رَبَّةُ الْبَيْتِ
|
Kaç
erkek ve kız kardeşin var?
|
كَمْ
اِخْوَة وَ اَخَوَات لَك؟
|
2
erkek ve üç kız kardeşim var.
|
لِي
اِخْوَايَ وَ ثَلاثَ اِخْوَاتِ.
|
Çocukların
var mı?
|
هَلْ
لَكَ اَوْلاد؟
|
Evet,
iki oğlum ve bir kızım var.
|
نَعَمْ,
لِي
اِبْنَانِ وَبِنْت
|
Yakınlarından
öğretmen olan var mı?
|
هَلْ
مِنْ اَقْرَبَائِكَ مُدَرِّس؟
|
Evet,
amcam öğretmendir.
|
نَعَمْ
عَمِّي مُدَرِّس
|
Bankada: في البنك
Banka
|
بَنْك
|
Bu
çeki bozdurabilir miyim?
|
هَلْ
اسْتَطِيعُ اَنْ اَصْرِفَ هَذَا
الشِّيك؟
|
Çeki
ver!
|
هَاتِ
الشِّيكَ.
|
Çekin
arkasını imzaladın mı?
|
هَلْ
وَقَّعْتَ عَلَي ظَهْرِ الشِّيكِ.
|
Evet
imzaladım.
|
نَعَمْ
وَقَّعْتُ.
|
Bankada
cari hesabın var mı?
|
هَلْ
لَكَ حِسَاب جَارِي فِي الْبَنْكِ
|
Evet,
var.
|
نَعَمْ
لِي.
|
Bu
pulu al ve şu gişeye git!
|
خُذْ
هَذا الطَّابِعَ وَاذْهَبْ اِلَى ذاكَ
الشُبَّاك لِاسْتِلامِ النُّقُودِ.
|
Bende
Suudi Arabistan riyali var, onu Türk lirasına çevirmek
istiyorum.
|
مَعِى
رِيَال سُعُدِي اُرِيد تَحْوِيلَهُ
|
Riyallerini
ver.
|
هَاتِ
رِيَالاتِك.
|
Buyur!
|
تَفَضَّل.
|
İyi.
|
طَيِّب
|
Nüfuz
cüzdanın yanında mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ حَفِيظَةُ نُفُسِك؟
|
İşte!
|
هَا
هِيَ.
|
Paranı
buyur.
|
تَفَضَّلْ
نُقُودَكَ.
|
Çok
teşekkürler!
|
شُكْرًا
جَزِيلاً.
|
Bir
şey değil, buyurun!
|
لا
شُكْرَ عَلى وَاجِبٍ.
تَفَضَّلُوا
|
Her
zaman hizmetinizdeyiz.
|
نَحْنُ
فِي خِدْمَتِكُمْ دَائِماً
|
Camide: في المسجد
Cami
nerede?
|
اَيْنَ
الْمَسْجِدُ؟
|
Öğle
ezanı okundu mu?
|
هَلْ
اُزِّنَ اَزَانُ الظُّهْرِ؟
|
Namaz
kıldın mı?
|
هَلْ
صَلَّيْتَ؟
|
Nerede
namaz kılabilirim?
|
اَيْنَ
يُمْكِنُ اَنْ اُصَلِّ؟
|
Güneş
doğmadan namazı kılalım.
|
لِنُصَلِّ
قَبْلَ طُلوُعِ الشَّمْسِ.
|
İkindi
geçiyor, acele et!
|
تَعَجِّلْ
يَمُرُّ الْعَصْرُ.
|
Lütfen
namaz için uygun bir yerde durabilir miyiz?
|
مِنْ
فَضْلِكَ هَلْ يُمْكِنُ اَنْ نَقِفَ
لِاِقَامَةِ الصَّلاة؟
|
Abdestin
var mı?
|
هَلْ
اَنْتَ مُتَوَضِّعٌ؟
|
Abdest
almam gerekir.
|
يَجِبُ
عَلَيَّ اَنْ اَتَوَضَّعَ.
|
Cemaat
çıktı mı?
|
هَلْ
خَرَجَ الْجَمَعَةُ؟
|
Kaç
rekat namaz kıldın?
|
كَمْ
رَكْعَةً صَلَّيْتَ؟
|
Dört
rekat kıldım.
|
صَلَّيْتُ
اَرْبَعَ رَكْعَاتٍ
|
Allah
kabul etsin.
|
تَقَبَّلَ
اللهُ
|
Hepsini.
|
اَجْمَعِينَ.
|
Namaz
kılmak isteyen var mı?
|
هَلْ
يُجَدُ مَنْ يُرِيدُ اَنْ يُصَلِّ؟
|
Biz
namaz kılmak istiyoruz.
|
نَحْنُ
نُرِيدُ اَنْ نُصَلِّ.
|
Sabah
namazını kılacağım.
|
الفجر
سَاُصَلِّ
صَلاة
|
Öğle
namazını kılacağım.
|
سَاُصَلِّ
صَلاة الظهر
|
İkindi
namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ العص
|
Akşam
namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ المغرب
|
Yatsı
Namazını kılacağım.
|
َساُصَلِّ
صَلاةَ العشاء
|
Vitr
namazını kılacağım.
|
صَلاةَ
الوتر
َساُصَلِّ
|
Ramazan
Bayramı namazı ne zaman?
|
مَتَىَ
صَلَاةُ عِيدِ الْفِطْرِ؟
|
Kurban
Bayramı namazı ne zaman?
|
مَتَىَ
صَلاَةُ عِيدِ الْاَضْحَي؟
|
Çarşıda:
فِى
الّسُوقِ
Çarşı |
السُوق
|
Çarşı
nerede biliyor musunuz?
|
هَلْ
تَعْرِفُ اَيْنَ السُّوق؟
|
Hangi
çarşıyı soruyorsunuz?
|
اَيُّ
السُّوق تَسْأل؟
|
Hediyelik
eşya alacağım.
|
سَأشْتََرِى
الْهَدِيَّاتِ.
|
Kadın
elbiseleri nerede satılır?
|
اَيْنَ
يُبَايِعُ مَلَابِسَ النِّسَاءِ؟
|
Bu
kumaşın türü nedir?
|
مَا
صِنْفُ هَذَا الْقُمَاشِ؟
|
Bu
kumaş ipek, şu pamuktandır.
|
هَذَا
الْقُمَاشِ مِنْ حَرِير.
ذَاكَ
مِنْ قُطْنٍ
|
Bu
gömleğin ölçüsü ne?
|
مَا
مَقَاصُ هَذَا اْلفُسْتَان؟
|
Orta
|
مُتَوَصِّطٌ
|
Bu
ondan küçük mü, büyük mü?
|
هَذَا
اَصْغَرُ مِنْ ذَاك امْ اَكْبَرُ؟
|
Bunun
fiyatı nedir?
|
مَا
سَعْرُهُ؟
|
Bu
kaça?
|
بِكَمْ
هَذَا؟
|
Üç
milyon lira.
|
ثَلاثَ
مَلايين ِليَرة
|
Bu
çok pahalı değil mi?
|
أَلَيْسَ
غَال كَثِير هَذَا؟
|
Gerçekten
çok ucuz.
|
رَخِيص
كَثيِر جدًّا
|
Son
fiyat ne olur?
|
مَا
هُوَ آخِرُ الَّسعْرِ؟
|
Senin
için iki milyon yedi yüz elli.
|
لَكَ
بمِلْيُنَينِ وَ سَبْعُمِائَة وَ
خَمْسِينَ.
|
Bana
iki çorap ve bir de buluz ver.
|
هَاتِنِي
جَوَارِبَينِ وَ بُلُوزَة اَيْضًا.
|
Baş
üstüne.
|
عَلىَ
رَأْسي
|
İç
çamaşırı bulunur mu?
|
هَلْ
ثَوْبٌ دَاخِلِيّ مَوْجُودَة؟
|
Ne
renk istersiniz?
|
مَا
لَوْنهُ تُرِيدُون؟
|
Bu
gömlek dar.
|
هَذَا
الْقَمِيسُ ضَيِّقٌ.
|
Daha
genişi yok mu?
|
اَلا
اَوْسَعُ مَوْجُود؟
|
Kredi
kartı geçer mi?
|
هَلْ
بطَاقة اعتماد مَقْبُولَة؟
|
Yiyecek
bir şeyler almak istiyoruz.
|
نُرِيد
اَنْ نَشْتَرِ بِمَا نَطْعَمُ.
|
Eczanede: في الصيدالية
İlaç
|
دَوَاء
|
İlaçlar
|
اَدْوِيَة
|
Sizde
bu ilaçlar bulunur mu?
|
هَلْ
تُوجَد لَدَيْكُمْ هَذِهِ الْاَدَوِيَّة؟
|
Evet,
var.
|
نَعَمْ
تُوجَد.
|
Onları
istiyorum.
|
اُرِيدُهَا
|
Derhal.
|
فَوْرًا
|
Bu
ilaçlar nasıl kullanılır?
|
كَيْفَ
يُسْتَعْمَل هَذِهِ الْاَدَوِيَّة؟
|
Bu
habı sabah akşam yemekten sonra al.
|
تَنَاوَل
هذا الْحَب بَعْدَ الْفُتُور وَالْعَشاء.
|
Bu
şurubu yemeklerden sonra bir kaşık iç.
|
اِشْرَبْ
هَذا الَّشرَاب بَعْدَ كُلِّ الطَّعَام
مِلْعَقَة.
|
Bu
ilacı yemekten önce biraz suyla alacaksın.
|
سَتَنَاوَلُ
الَّدوَاء قَبْلَ الَّطعَامِ بِالْمَاءِ
قَلِيل
|
Bu
bir merhemdir.
|
هذا
مَرْهَم.
|
Yüz
ve el kremi istiyorum.
|
اُرِيدُ
مَرْهَم لِلْوَجْهِ وَ لِلْيَدَيْن.
|
Kaç
damla?
|
كَمْ
قَطْرَة؟
|
Bu
ilaçlar arasında iğne yok değil mi?
|
اَلَيْسَ
لا مَوْجُود حُقْن فِي هَذِه الاَدْوِيَة؟
|
Eczacıyla
konuşmak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَتَكَلَّمَ الصَّيْدَلانِي
|
Bu
hapları aç karnına iç.
|
اِشْرَبْ
بِبَطْنِ جَائِع هَذا الْحُبُوب
|
Allah
şifa versin.
|
شِفَيكَ
الله
|
Evde: في الْبَيْتِ
Eviniz
nerede?
|
اَيْنَ
مَنْزِلُكَ؟
|
Nerede
oturuyorsun?
|
اَيْنَ
تََسْكُنُ؟
|
Eviniz
müstakil mi, daire mi?
|
أ
مَنْزِلُكُمْ مستقل اَوْ شَقَّة؟
|
Kendi
eviniz mi, kira mı?
|
أ
الْمَنْزِلُ لَكُم اَمْ مُأجَّر؟
|
Eviniz
kaç odalı?
|
كَمْ
غُرْفَة فِي دَارِكُم؟
|
Oturma
odası geniş mi?
|
هَلْ
وَاسِعَةٌ غُرْفَةُ الْجُلُوس؟
|
Ev
işyerine yakın mı?
|
هَلِ
الدَّار قَرِيب مِنْ مَكانِ الْعَمَل؟
|
Ev
kiralamak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اِسْتَأجِرَ الشقة.
|
Bana
ev adresini ver.
|
هَاتِنيِ
عُنْوَانَ مَنْزِلِكَ.
|
Dairen
güzel mi?
|
هَلْ
جَمِيلَة شَقَّتُك؟
|
Dairemde
bir salon, bir yemek odası, bir misafir odası, bir yatak odası,
bir mutfak, tuvalet ve banyo var.
|
في
شَقَّتِي صَالُون وَغُرْفَة أَكْل وَ
غُرْفَة ضُيُوف وَ غُرْفَة نَوْم وَ
مَطْبَخ وَ دَوْرَةُ الْمِيَاهِ وَ
حمَّام.
|
Dairenin
balkonu var mı?
|
هَلْ
فِي شَقَّتِكَ شُرْفَة؟
|
Bakkal
size yakın mı?
|
هَلْ
البَقَّالة قَرِيبَة مِنْكُمْ؟
|
Burada
kiralık ev bulunur mu?
|
هَلْ
هُنَا يُوجَد بَيْتٌ مُأجَّرٌ؟
|
Bilmiyorum,
aramalısınız.
|
لا
اَدْرِي يَجِبُ عَلَيْكُمْ اَنْ
تَبْحَثُ عَنْهُ.
|
Market,
eczane, lokanta, kahve, manav evime uzak değil.
|
لَيْسَ
بَعِيد عَنْ مَنْزِلِي السُوقُ
الْمَرْكَزِي وَالصَّيْدَلِيَّة وَ
الْمَطْعَم وَ الْمَقْهَى وَ دُكَّانُ
الْخُضَرِي.
|
Ben
evde kalmıyorum. Otelde kalıyorum.
|
اَنَا
لا اَسْكُنُ فِي الْمَنْزِلِ اَسْكُنُ
فِي الْفُنْدُقِ.
|
Erciyes
oteli nerede kalıyor?
|
اَيْنَ
يَقَعُ فُنْدُق اَرْجِيَس؟
|
Allah’a
ısmarladık.
|
مَعَ
الَّسلامَة.
|
Görüş Açıklama: احساس الرأي
Bu
konuda görüşün nedir?
|
مَا
رَأْيُك فِي هَذِهِ الْمَسْئَلَة؟
|
Aynen
size katılıyorum.
|
اَشْتَرِكُ
بِكَ نَفْسًا.
|
Sizinle
aynı kanaatte değilim.
|
لَسْتُ
مُطَابِقًا مَعَكُمْ.
|
Ben
sizden biraz farklı düşünüyorum.
|
اُفَكِّرُ
مُفَرِّقًا قَلِيل مِنْكُم.
|
Sizce
de öyle değil mi?
|
اَفَلَيْسَ
كذالك لَدَيْكُمْ؟
|
Ama
herkes öyle düşünüyor.
|
وَلَكِنَّ
يُفَكِّرُ كذالك كُلُّ الَّناس.
|
Kim
ne derse desin, gerçek budur.
|
مَنْ
لَيَقُلْ مَاذَا َيقُول الْحَقُّ
هَذَا.
|
Bana
göre konu kapanmıştır.
|
عِنْدِي
الْمَوْضُوع اِنْتَهَى.
|
Siz
de onun gibi mi düşünüyorsunuz?
|
وَ
اَنْتُمْ تُفَكِّرُون مِثْلَه؟
|
Evet,
her söylediğine kefilim.
|
نَعَمْ
اَنا كَفِيل كُلَّ مَا يَقول.
|
Olaya
bir de bu açıdan bakalım..
|
وَلِنَنْظُرْ
الْوَاقِعَة مِنْ هَذِهِ الزَّاوِيَة
|
Eminim,
bunu hiç duymadınız.
|
اَنَا
مُتَأَكِّد مَا سَمِعْتَ هَذا قَطّ.
|
Tam
emin değilim.
|
لَسْتُ
مُتَأَكِّد تَامًّا.
|
Size
katılmıyorum.
|
لَسْتُ
مَعَكُمْ
|
Ne
gibi.
|
مِثْلُ
مَاذَا؟
|
Gümrükte: في الجمرك
Nerelisin?
|
مِنْ
اَيْنَ اَنْتَ؟
|
Türkiyeliyim.
|
اَنَا
مِنْ تُرْكِيَة.
|
Pasaportun
nerede?
|
اَيْنَ
جَوَازُ سَفَرِكَ؟
|
İşte,
buyrun!
|
هَا
هُوَ تَفَضَّل.
|
Lütfen
ismin…
|
مِنْ
فَضْلِكَ اِسْمَكَ ..
|
İsmim
Furkan.
|
اِسْمِي
فُرْقَان.
|
Seninle
kimse var mı?
|
هَلْ
مَعَك اَحَد؟
|
Yanımda
eşim, oğlum ve kızım var.
|
مَعِي
زَوْجَتيِ وَ ابْنيِ وَ بِنْتي.
|
Burada
kaç gün kalacaksınız?
|
كَمْ
يَوْمًا سَتَبْقَى هُنَا.
|
İki
ay kalacağım.
|
سَأَبْقَى
شَهْرَينِ.
|
Güzel,
pasaportunu al!
|
طَيِّب
خُذْ جَوَاز سَفَرِك.
|
Bu
eşyalar senin mi?
|
هَلْ
هَذِهِ الْاَمْتِعَة لَك؟
|
Evet
benim.
|
نَعَمْ
لِي.
|
Gümrüğe
tabi bir şeyin var mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ ِللْجُمْرُك؟
|
Bilmiyorum.
|
لا
اَدْرِي.
|
Bu
çantayı açar mısın?
|
هَلْ
تَفْتَح هَذِهِ الْحَقِيبَة؟
|
Buyurun!
|
َتفَضَّل
|
El
çantanı da aç!
|
اِفْتَحْ
حَقِيبَتَكَ الْيَدَوِيَّة
|
Onda
yalnız elbiselerim var.
|
فِيهَا
مَلابِسِي فَقَط.
|
İyi
onu al!
|
طَيِّب.
خُذْهَا.
|
İlginize
teşekkür ederim.
|
شُكْرًا
عَلَي عَلاقَاتِكَ الَّطِّيبَة
|
Bir
şey değil.
|
عَفْوًا
|
Hava
alanı yakın mı?
|
هَلْ
قَرِيب مِنْ هُنا مَطار؟
|
Pilot
nerede?
|
اَيْنَ
الطَّيَّار؟
|
Uçak
ne zaman kalkacak?
|
مَتَي
سَيَرْتَفِعُ الَّطيَّارَة؟
|
Çanta
yanında mı?
|
هَلْ
عِنْدَك الْحَقِيَبتُك؟
|
Tren
hızlı mı?
|
هَلِ
الْقِطار سَرِيع؟
|
Tren
istasyonu buradan uzak mı?
|
أَ
بَعِيد عَنْ هُنا مَحَطَّةُ الْقِطَار؟
|
Bu
gümrüğe tabi mi?
|
أ
هذا تابِع لِلْجُمْرُك؟
|
Hayır,
o gümrükten muaf.
|
لا
هُوَ مُعْفَاة عَنِ الْجُمْرُك.
|
Pasaport
lütfen
|
مِنْ
فَضْلِك جَوازَ سَفَرِك
|
Bekleme
salonu nerede?
|
اَيْنَ
صَالَةُ الْاِنْتِظَار؟
|
Hava
yoları acentesini arıyorum.
|
اَبْحَثُ
عَنْ وَكَالَةَ الطَّيَرَان.
|
Hal Hatır Sorma:
Selamun
Aleykum.
|
اَلسَّلامٌ عَلَيْكُمْ |
Aleykum
selam.
|
وَ عَلَيْكُمُ السَّلامُ. |
Nasılsın
kardeşim?
|
كَيْفَ حَال يا اَخِي؟ |
Elhamdü
lillah iyiyim. Ya sen?
|
اَلْحَمْدُ للهِ اَنَا بِخَيْر. وَ اَنْتَ؟ |
Allah’a
hamdolsun ben de iyiyim.
|
وَالْحَمْدُ لَِّلهِ اَنَا بِخَيْر اَيْضًا |
Nereden
geliyorsun?
|
مِنْ اَيْنَ اَنْتَ قَادِم؟ |
İstanbul’dan
geliyorum.
|
اَنَا قَادِم مِنْ اِسْتانْبوُل. |
Nereye
gidiyorsun?
|
اِلَي اَيْنَ اَنْتَ ذَاهِب؟ |
Ankara’ya
gidiyorum.
|
اَنَا ذَاهِب اِلَي آنْقَرَة. |
Niçin
Ankara’ya gidiyorsun?
|
لِمَاذَا اَنْتَ ذَاهِب اِلَي آنقرة؟ |
Amcamı
görmek için
|
لِاَزُورَ عَمِّي. |
Görüşürüz.
|
اِلَي الْلِقَاءِ. |
Hastanede: في المستشفي
Hastane
nerede?
|
اَيْنَ
الْمُسْتَشْفَي؟
|
Bir
ambulans lütfen.
|
مِنْ
فَضْلِك الاَسْعاف
|
Doktor
istiyorum.
|
اُرِيدُ
الطَّبِيبَ.
|
Hastayım
bana ne oldu bilmiyorum.
|
اَنَا
مَرِيدٌ . لا
اَعْرِفُ مَااَصَابَنِي؟
|
Başım
ağrıyor.
|
اَشْعَرُ
اَلَمًا فِي رَئْسِي.
|
Ağzını
aç ve dilini çıkar!
|
اِفْتَحْ
فَمَك ...َ
اُخْرُجْ لِسانَك...
|
Sırt
üstü yat ve nefes al!
|
اُرْقُدْ
عَلَي ظَهْرِكَ وَ تَنَفَّسْ.
|
Hastalığım
nedir doktor?
|
مَا
مَرَضِي يَا طَبِيبِ؟
|
Ölecek
miyim?
|
أَ
سَاَمُوتُ؟
|
Allah
bilir.
|
اَللهُ
اَعْلَمْ.
|
Önemli
değil, korkma!
|
لا
بَأْسَ بِهِ,
لاَ
تَخَفْ
|
Ne
zaman beri hastasın?
|
مُنْذُ
مَتيَ مَرَضْتَ؟
|
İki
günden beri.
|
مُنْذُ
يَوْمَيْنِ
|
Her
hangi bir ilaç aldın mı?
|
هَلْ
تَنَاوَلْتَ اَيُّ دَوَاء؟
|
Hayır,
sadece aspirin aldım.
|
لا,
تَنَاوَلْتُ
آسبيرين فَقَطْ.
|
Sana
bazı ilaçlar yazacağım.
|
سَأَصِفُ
لَكَ بَعْضَ الادْوِيَة.
|
Karnımda
şiddetli bir ağrı hissediyorum.
|
اَشْعَرُ
اَلَمًا شَديدًا فِي بَطْنِي
|
Gribe
yakalanmışsın.
|
اَصَابَكَ
الزُُّكَام.
|
Kulak
burun boğaz uzmanına gitmen gerekir.
|
يَجِبُ
عَلَيْك اَنْ تَذْهَبَ اِلَي مُتَحَصِّصِ
فِي اَمْرَاضِ الْأُذْنِ وَ الأَنْفِ
وَ الْحَنْجَرَة.
|
Hastamızın
şikayeti nedir?
|
مَا
هِيَ شَكْوَي الْمَرِيدِنَا؟
|
İlk
önce elbiseni çıkar ve buraya uzan.
|
اِخْلَعْ
ثِيَابَك فَمدِّد هُنَا اَوَّلًا.
|
Sana
acil şifalar dilerim.
|
اَرْجُو
شِفَاءً عَاجِلاً
|
Hobiler
Hakkında:
Hobin
nedir?
|
مَا
هِوَايَتُك؟
|
Hobim,
Okumak, futbol ve müzik dinlemek
|
هِواَيَتي
قِرَائَة وَ لُعْبَة الْقَدَمِ وَ
اسْتِمَاع المْوُسِيقِي
|
Boş
vaktinde ne yapmayı tercih edersin?
|
مَاذَا
تُفَضِّلُ اَنْ تَعْمل في وَقْتِ
الْفَارِغك؟
|
Ben
dolaşmayı her şeye tercih ederim.
|
اَنَا
اُفَضِّلُ تَنَزَّهَ عَلَي
كُلَّ
شَيْءٍ
|
İş
yerinde:
Nerede
çalışıyorsun?
|
اَيْنَ
تَعْمَلُ؟
|
Otomobil
fabrikasında çalışıyorum.
|
اَعْمَلُ
فِي مَصْنَعِ السَّيَّارة
|
Orada
işin nedir?
|
مَا
اَمْرُك هُنَاك؟
|
Orada
işçiyim.
|
اَنَا
عاَمِل هُنَاك.
|
Türkiye’de
insanlar nerede çalışır?
|
اَيْنَ
يَعْمَلُ النَّاس فِي تُرْكِياَ؟
|
Türkiye’de
insanlar bir çok işte çalışır. Bir kısmı tüccardır, bir
kısmı işçi, bir kısmı memur ve bir kısmı da çifçidir.
|
يَعْمَلُ
النَّاس فِي عَمَلٍ كَثِيرٍ فِي
تُرْكِيَا. بَعْضُهُمْ
تَاجِرٌ و بَعْضُهُمْ عُمَّالٌ وَ
بَعْضُهُمْ مُوَظَّفٌ وَ بَعْضُهُمْ
فَلَّاحٌ.
|
Türkiye’de
insanlar ne kadar maaş alırlar?
|
كَمْ
لِيرة يَأْخُذُ راَتِب شَهْرِيّ؟
|
Gerçekten
çok değişiktir. Bir kısmının geliri çok düşük, bir
kısmı da ihtiyacından fazla ve haksızca maaş alır.
|
مُخْتَلِف
كَثِير جِدّاً.مِنْ
بَعْضِهِم مَعِيشَتُهُ ضَيِّقٌ جِدًّا
وَ بَعْضُهُمْ يَأخُذُ راتب شهري
اَكْثَر مِمَّا يحتاج اليه وَ بغَيْرِ
حَقٍّ .
|
Poliste:
في مركز الشرطة
İmdat!
|
اَلنَّجْدَة!
|
Polis
istiyorum.
|
اُرِيدُ
شُّرْطَة
|
Neyin
var?
|
مَالَك؟
|
Nerede
oturuyorsun?
|
اَيْنَ
تَسْكُنُ؟
|
Tam
adresin nedir?
|
عُنْوَانُكَ
كَامِل؟
مَا
|
Talas
Cad. Burcu Apt. 1. Kat
|
عِمَارَة
بوُرْجُو الطَّابِق
شَارِع
طَلاَس
الْاَرْضِي
|
Numarası
Kaç?
|
مَا
رَقَمُهَا ؟
|
numara
......
|
.....ُ
اَلرَّقَم
|
Telefonun
var mı?
|
هَلْ
عِنْدَكَ هَاتِف؟
|
evet,
1234567
|
نَعَمْ
١٢٣٤٥٦٧
|
Hüviyetini
ver!
|
اَعْطِنِي
هُوِيَّتَك؟
|
Buyur!
|
تَفَضَّل...
|
Çantam
ve pasaportum çalındı.
|
سُرِقَ
الْخَقِيبَتِي وَ جَوَازَ سَفَرِي
|
Çantanı
nerede kaybettin?
|
اَيْنَ
فَقَدْتَ خَقِيبَتَك؟
|
Çarşıda
kuyumcu dükkanının önünde.
|
فِي
السُّوق اَمَامَ الدُّكَّان الْجَوَاهِر
|
Birinden
şüpheleniyor musun?
|
هَلْ
تَشُكُّ فِي اَحَدٍ؟
|
Olay
anında yanında kim vardı?
|
مَنَ
عِنْدَك حِين الْحادثة؟
|
Hatırlamıyorum.
|
لاَ
اُذَكِّرُ
|
Üzülme
Allah’ın izniyle onu bulacağız.
|
لاَ
تَأْسَفْ سَنَجِدُهاَ بِاِذْنِ الله
|
Lokantada:
Afedersiniz,
en yakın lokanta nerede?
|
مِنْ
فَضْلِك, اَيْنَ
الْمَطْعَمُ الْاَقْرَب؟
|
hoş
geldiniz, buyrun!
|
اَهْلاً
وَسَهْلاً, تَفَضَّلوُا...
|
Ahmet
Bey ne alırsınız?
|
مَاذَا
تَتَنَاوَلُونَ يا سَيِّد اَحْمَد؟
|
Önce
mercimek çorbası lütfen…
|
مِنْ
فَضْلِك..شُورْبَة
عَدَس اَوَّلاً
|
Ondan
sonra yemek olarak ne tercih edersiniz?
|
مَاذَا
تُفَضِّلُون طَعَامًا بَعْدَ ذَالِك؟
|
Şiş
kebap ve salata getir!
|
هَاتِ
شِيشْ كَبَاب وَ سَلاطَة!
|
Afedersiniz,
bize bakar mısın?
|
مِنْ
فَضْلِك هَلْ تَنْظُراِلَيْنَا؟
|
Salata
ve biber istiyoruz!
|
نُرِيدُ
سَلاَطَة وَ فُلْفُل
|
Pilav
üstü tavuk lütfen!
|
مِنْ
فَضْلِك الدَّجَاج عَلي الرُّوز
|
Portakal
suyu alabilir miyim?
|
هَلْ
اَتَنَاوَل عَصِيرَ الْبُرْتَقَال؟
|
Mutfağınızda
ne var?
|
مَاذَا
يُوجَد فِي مَطْبَحِكُمْ؟
|
Mutfağımızda,
kızarmış veya haşlanmış yumurta, meyve suyu, bal, reçel,
peynir, tavuk çorbası ve soğuk et var.
|
فِي
مَطْبَاحِنَا بَيْضٌ مَقْلِيٌّ اَوْ
مَسْلُوقٌ وَ الْعَصِير وَ الْمُرَبَّي
وَ الْسْل وَ الْجُبْن وَ حِسَاءَ
الدَّجَاج وَ لَحْم بَارِد؟
|
İçecek
olarak ne istersiniz?
|
مَاذَا
تُرِيدُونَ مِنَ الْمَشْرُوبَات؟
|
Alışveriş
(kasap, manav, mağaza):
Çarşı
nerede?
|
اَيْنَ
السّوُق؟
|
Ne
alacaksın?
|
مَاذَا
تَشْتَرِي؟
|
Biraz
yiyecek ve giyecek alacağım.
|
سَاَشْتَرِي
بَعْضَ
الطَّعَام وَالْمَلابِيس.
|
Yakında
bir kasap dükkanı var mı?
|
أَ
قَرِيب هُنَا دُكَّان الْجَزَّار؟
|
Yarım
kilo koyun eti, bir kilo sığır eti istiyorum.
|
اُرِيدُ
نِصْف كِيلُو لَحْم حَرُوف و كِيلُو
لَحْم بَقَرَة.
|
Kıyma
mı, kuşbaşı mı?
|
اَ
لَحْم مَفْرُوم اَمْ قِطْعَة لَحْم؟
|
Balık
ve tavuk nerede satılır?
|
اَيْنَ
يُبَايَع سَمَك وَ دجَاجَة؟
|
Burada
taze meyve sebze
bulunur mu?
|
هَلْ
يُوجَدْ هُنَا فَوَاكِهَ وَ خُضَر ؟
|
Ne
gibi?
|
مِثْلُ
مَا؟
|
Muz,
elma, portakal, üzüm, armut, ayva, domates, kaysı, kavun,
karpuz, salatalık, marul, yeşil biber, acı biber, bakla,
patates, patlıcan, taze fasulye…
|
مَوْزَة,
تُفَّاحة,
بُرْتَقَال,
عِنَب,
كُمَّثْرَي,
سَفَرْجَل,
طَمَاطِم,
مِشْمِش,
شَمَّام,
بِطِّيخ,
خِيَار,
خسّ,
فُلْفُل
اَخْضَر, فُلْفُل
حَار, فُول,
بَاطَاطَا,
بَاذِنْجَان,
فَاصُولْيَا
خُضْرَاء...
|
Ekmek
ve çay bulunur mu?
|
هَلْ
يُوجَد خُبْز وَ شَاي؟
|
Lütfen
ondan bir kilo verin.
|
مِنْ
فَضْلِك اَعْطِنِي كِيلو وَاحد مِنْهُ.
|
Bu
Kaça?
|
بِكَمْ
هَذَا؟
|
Onu
istiyorum.
|
اُرِيدُ
ذَالِك!
|
Toplam
fiyatı ne kadar?
|
كَمْ
جُمْلَةُ الثَّمَن؟
|
Bu
çok pahalı değil mi?
|
اَلَيْسَ
هَذَا غَالٍ كَثِير؟
|
Hayır,
bilakis bu çok ucuz.
|
لا,
بَلْ
هَذَا رَخِيص جِدًّا
|
Biraz
indirim yapamaz mısınız?
|
اَ
لَيْسَ مُمْكِن اَنْ تفْعَلَ التَّنْزِيل
قَليِل؟
|
Buyurun
parası!
|
تَفَضَّل
نُقُودُهُ!
|
Üzerime
kıyafet almak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَشْتَرِي لِبَاس عَلَيَّ.
|
Haydi
bir mağazaya gidelim.
|
حَيَّ
نَذْهَب اِليَ دُكَّان مَلابِس
|
Sizde
İpek gömlek bulunur mu?
|
هَلْ
عِنْدَكُمْ قَمِيص حَرير؟
|
Hayır,
bizde pamuklu kumaştan var.
|
لاَ
, عِنْدَنَا
مِنْ قُمَاش قُطْن.
|
Kızım
için entari almak istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَشْتَرَ فُسْتَان لِبِنْتِي.
|
Bu
ceketin ölçüsü nedir?
|
مَا
مَقَاسُ هَذَا السِتْرَة؟
|
Paltonun
ölçüsü orta’dır.
|
مَقَاس
الْمِعْطَف مُتَوَسِّط
|
Dört
çorap bir de
buluz kaç lira?
|
كَمْ
لِيرَة اَرْبَعة جَوَارِيب وَ بُلُوزة
اَيْضًا
|
Son
fiyat nedir?
|
مَا
آخِر السَّعر؟
|
Okulda:
في
المدرسة
Hangi
okulda okuyorsun?
|
فِي
اَيِّ الْمَدْرَسَة تَدْرُس؟
|
Lisede
okuyorum.
|
اَدْرُس
فيِ الثَّانَوِيَّة
|
Hangi
dilde eğitim yapıyorsunuz?
|
بِاَيِّ
لِسَان تَدْرُسُون؟
|
Türkçe
eğitim yapıyoruz.
|
نَدْرُس
بِلِسَان التُّركِي.
|
Dersler
zor mu?
|
اَ
دُرُوسُكُم صَعْب؟
|
Hayır
dersler bana çok kolay geliyor.
|
لاَ,
الدُّرُوس
سَهْل جِدًّا لِي.
|
Hangi
dersi daha çok seviyorsun?
|
اَيُّ
الدَّرس اَحَبٌّ اِلَيْك؟
|
Matematik
ve Arapça’yı daha çok seviyorum.
|
الرِّيَاضِية
وَاللُّغَةُ الْعَرَبِية اَحَبّ
اِلَيَّ.
|
Otelde:
في
الفندق
Boş
odanız var mı?
|
هَلْ
لَدَيْكُمْ غُرْفَة فَارِغَة؟
|
Tutmak
ister misin?
|
نَعَمْ,
لَدَيْنَا.
هَلْ
تَطْلِبُ الْاِسْتِئْجَار؟
|
Evet,
mümkünse…
|
نَعَمْ
اِنْ اَمْكَن..
|
Odanızın
nasıl olmasını tercih edersiniz?
|
كَيْفَ
تُفَضِّل اَنْ تَكُنَ غُرْفَتَك؟
|
Odamın
birinci katta olmasını tercih ederim.
|
اُفَضِّلُ
اَنْ تَكُونَ غُرْفَتِي فِي الطَابِقِ
الْاَوَّل.
|
Memnuniyetle…
|
بِكُلِّ
سُرُور
|
Odayı
görmek ister misin?
|
اَ
تَرْغَبُ فِي رُئْيَةِ الْغُرْفَة ؟
|
Lütfen!
|
مِنْ
فَضْلِك..
|
Üç
günlük ücreti ne kadar?
|
كَمِ
الْاُجْرَة لِثَلاثَة اَيَّام؟
|
Yüz
Amerikan doları.
|
مِائَة
دُولَار اَمْرِكِي.
|
Postanede:
في
المكتب البريد
Afedersiniz,
Postane Nerede?
|
مِنْ
فَضْلك, اَيْنَ
مَكْتَب الْبَرِيد؟
|
Bu
mektubu Türkiye’ye göndermek istiyorum.
|
اُرِيد
اِرْسَالًا هَذِهِ الرِّسَالَة اِليَ
تُرْكِيَة.
|
Sizde
Pul bulunur mu?
|
هَل
يُوجَد عِنْدَكُم طَوابِع؟
|
Türkiye’den
bana bir mektup gelecekti. Bakmanız mümkün mü?
|
كَانَ
سَيَجِئُني رسالة مِن تركية.
هل
يُمْكِنُ اَنْ تَلْحَظ؟
|
İlgilendiğiniz
için teşekkür ederim.
|
شُكْرًا
لَكُمْ لِاِهْتِمَامِكُمْ
|
Selamlaşma
: التحيات
Selamun
Aleykum.
|
اَلسَّلام
عَلَيْكُمْ
|
Aleykum
selam.
|
وَ
عَلَيْكُمُ السَّلاَم
|
Merhaba.
|
مَرْحَبَا
|
Hoş
geldiniz.
|
اَهْلاً
بِكُمْ
|
Hoş
bulduk.
|
اَهْلاً
وَ سَهْلاً
|
Günaydın.
|
صَبَاحُ
الْخَيْر
|
Günaydın.
|
صَبَاحُ
النُّور
|
İyi
Akşamlar.
|
مَسَاءُ
الْخَيْر
|
İyi
Akşamlar.
|
مَسَاءُ
النُّور
|
İyi
Geceler.
|
لَيْلَة
سَعِيدَة
|
Görüşmek
üzere!
|
اِلَي
اللِّقَاءِ
|
Güle
güle.
|
مَعَ
السَّلاَمَة
|
Allah’a
ısmarladık.
|
مَعَ
السَّلاَمَة
|
Allah’a
emanet ol!
|
فِي
اَمَانِ اللهِ
|
Kendine
iyi bak!
|
اِنْتَبِهْ
لِنَفْسَك
|
Seyahatte:
في
السفر
Nereye
gidiyorsunuz?
|
الَي
اَين اَنتَ ذَاهِب؟
|
Hac
için Mekke’ye gidiyorum.
|
اَنَا
ذَاهِب اِلَي مَكَّة لِلْحَجِّ
|
Gerekli
malzemeleri aldınız mı?
|
هَل
اَخَذْتَ الجهاز الذي نهتاج اليه
|
Uçakla
mı gideceksiniz, otobüsle mi?
|
اَ
تَذْهَبوُنَ بِالطَّائِرَةِ اَوْ
بِالْحَافِلَةِ؟
|
Uçak
biletleri cebimdeydi. Ama şimdi bulamıyorum.
|
كَانَ
التَّذَاكِرُ الطَّائِرَةِ فيِ جَيْبيِ
وَلَكِنَّ لاَ اسْتَطِيعُ اَنْ اَجِدَ
الْآنَ.
|
Afedersiniz,
Su alabilir miyim?
|
مِنْ
فَضْلِكَ,
يُمْكِنُ
اَخْذُ المْاَءَ؟
|
Nerede
mola vereceğiz?
|
اَيْنَ
تَوَقُّف قَصِير؟
|
İçim
bulandı, galiba çıkaracağım.
|
|
Kaç
saatte varırız oraya?
|
فِي
كَمْ سَاعَة نَصِلُ هُنَاك؟
|
Yaklaşık
20 saatte.
|
تَقْرِيباً
عِشْرُونَ سَاعَة
|
Okumak
için bir gazete istiyorum.
|
اُرِيدُ
جَرِيدَةً لِاَنْ اَقْرَاَ.
|
Hangi
dergiler var?
|
اَيُّ
مَجَلّات مَوْجُود؟
|
Bir
küçük bardakta kahve lütfen!
|
من
فضلك, قهوة
في فنجان صغير.
|
Sütlü
mü olsun?
|
هل
مَعَ الْحَلِيب؟
|
Hayır,
sade istiyorum.
|
لا
, اُريد
خَالِصًا
|
Tanışma:
تَعَارُف
Merhaba
|
مَرْحَبًا
|
İsmim Kemal.
|
اِسْمِي
كَمَال.
|
Ya sizin isminiz…
|
وَ
اِسْمُكَ الْكَرِيم...
|
Seni Selami ile tanıştırayım.
|
اَعَرِّفُكَ
عَلَي سَلامي.
|
Tanıştığımıza memnun oldum.
|
سُرِرْتُ
بِمَعْرِفَتِك.
|
Bize kendinizden bahseder misiniz?
|
سَمِّعْنَا
شَيْئًا عَنْكَ
|
Ben Edebiyat Fakültesinde
öğrenciyim.
|
اَنَا
طَالِبٌ فِي كُلِّيَة آدَاب
|
Türkiye’den geldim.
|
اَنَا
جِئْتُ مِنْ تُرْكِيا
|
Ailem de Türkiye’de yaşıyor.
|
وَ
اُسْرَتِي تُقِيمُ فِي تُرْكِيا
|
Siz ne iş yaparsınız?
|
وَ
مَا مِهْنَتُكَ؟
|
Ben Arapça öğretmeniyim.
|
اَنَا
مُعَلِّمُ اللُّغَةَ
الْعَرَبِيةَ
|
Nerede oturuyorsunuz?
|
اَيْنَ
تَسْكُنُ؟
|
……….de oturuyorum.
|
اَسْكُنُ
فِي .........
|
Ailenizle beraber mi?
|
هَلْ
مَعَ اُسْرَتِك؟
|
Evet. Ailemle beraber.
|
نَعَمْ
مَعَ اُسْرَتِي.
|
Babanız ne iş yapıyor?
|
مَا
مِهْنَتُ اَبيِكُمْ؟
|
O, doktor.
|
هُوَ
طَبِيبٌ
|
Kaç erkek ve kız kardeşin var?
|
كَمْ
لَكَ اِخْوَة وَ اَخَوَات؟
|
Sadece bir erkek kardeşim var.
|
لِي
اَخٌ فَقَط.
|
Kaç yaşında?
|
كَمْ
سَنَة عُمْرُهُ؟
|
11 Yaşında.
|
عُمْرُهُ
اَحَدَ عَشَرَ سَنَةً.
|
Tatilde:
في
العطلة
Yaz tatilinde nereye gideceksin?
|
اِليَ
اَيْنَ سَتَذْهَبُ فِي الْعُطْلََة
ِالصَّيْف
|
Bilmiyorum. Henüz karar vermedim.
|
لاَ
اَعْرِفُ, لَمْ
اُبْرِمْ.
|
Burada kaç gün kalacaksın?
|
كَمْ
يَوْمًا سَتَمْكُثُ هُنَا؟
|
Burada iki hafta kalacağım.
|
سَاَمْكُثُ
هُنَا اُسْبُعَيْن
|
Tatilini nerede geçirdin?
|
اَيْنَ
قَضَيْتََ عُطْلَتَك؟
|
Yol
Tarifi ve Yolda (taksi tutma, dolmuşa binme,
ulaşım araçları, tren istasyonunda): تعريف
الطريق
Afedersiniz,
Müzeye nasıl gidebilirim?
|
مِنْ
فَضْلِك, كَيْفَ
اَسْتَطِيع اَنْ اَذْهَب اِلي
الْمَتْحَف؟
|
Bu
yoldan dosdoğru git, sonra sağa dön.
Onu
orada göreceksin.
|
سِرْ
مُسْتَقِيمًا مِنْ هَذَا الطَّرِيق
ثُمَّ اِنْعَطِفْ يَمِينًا.فَسَتَرَيهُ
هُنَاك.
|
Nereye
gitmek istiyorsunuz?
|
اِلَي
اَيْنَ تُرِيدُون السَّفَر؟
|
Cidde’ye
|
اِلَي
جِدَّة
|
İşte
adres, bizi oraya götür.
|
هَا
هُوَ الْعُنْوَان..
اِذْهَبْ
بِنَا هُنَاك!
|
Borcum
ne kadar?
|
كَمْ
عَلَيَّ مِنَ النُّقُود؟
|
Borcun
5
milyon
lira.
|
عَلَيك
خَمْسَ مَلاَيِينَ لِيرَة.
|
Bu
çok değil mi?
|
اَ
لَيْسَ كَثِيرَة؟
|
Kesinlikle,
bu resmi tarifedir.
|
كَلاَّ
هَذِهِ تَعْرِفَة رَسْمِية
|
Otomobil
kiralamak istiyorum.
|
اُرِيدُاَنْ
اَسْتَئْجِرَ سَيَّارَة؟
|
Kaç
günlüğüne istiyorsunuz?
|
لِمُدَّةِ
كَمْ يَوْمًا تُرِيدُون؟
|
Üç
günlüğüne…
|
لِمُدَّة
ثَلاَثَة اَيَّام.
|
Buyrun
ücretini
|
تَفَضَّل
هَا هِيَ الْاُجْرَتِهَا!
|
Buyrun,
arabanın anahtarı!
|
تَفَضَّل
مِفْتَاحِ السَّيَّارَة!
|
Oraya
nasıl gidebilirim?
|
كَيْفَ
اَصِلُ هُنَاك؟
|
Otobüsle
gidebilirsiniz.
|
تَصِلُ
هُنَاك بالْحَفِلَة
|
Sola
dön
|
اِنْعَطِفْ
شِمَالاً
|
Caddeyi
geç
|
اُعْبُرِ
الشَّارِع
|
Önündeki
kavşağı geç.
|
اِقْطَع
قُدَّامَك دَوَّارًا
|
Ahmet
Bey hangi sokakta oturuyor?
|
بِاَي
زُقَاق يَسْكُن سَيِّد اَحْمَد؟
|
Bilmiyorum.
|
لا
اَدْرِي .
|
Niye
soruyorsun?
|
لِمَ
تَسْئَل؟
|
Ziyaret
Yerleri:
محلاة
الزيارو
Buradaki
ziyaret yerlerini bana gösterir misiniz?
|
هَلْ
تُدِلُّنِي مَحَلِّ الزِّيَارَات
هُنَا؟
|
Memnuniyette.
|
بِكُلِّ
سُرُور.
|
Nereleri
görmek istiyorsunuz?
|
اَيُّ
مَكَانٍ تُرِيدُ اَنْ تَزُورَ؟
|
Tarihi
ve doğal mekanlar, müzeler, eski camiler, türbeler, çarşılar
ve kültür merkezlerini görmek istiyorum.
|
اُرِيدُ
اَنْ اَرَ اَمَاكِنَ التَّارِيخِي وَ
الطَّبِيعِي وَ مَتَاحِف وَالْمَسَاجِدَ
الْقَدِيم وَ التُّرَب وَ اَسْوَاق وَ
مَرَاكِزَ الثَّقَافِيّ.
|
Buraya
yakın.
|
قَرِيب
مِنْ هُنَا.
|
Buraya
uzak.
|
بَعِيد
عَنْ هُنَا.
|
Güle
güle
|
مَعَ
السَّلامَة
|
©
Tüm hakları Arz Yayıncılık’a
aittir.
6 yorum:
çok faydalı bir site.ŞÜKRAN ŞÜKRAN ŞÜKRAN...
sitenizde ammi arapçaya da yer verseniz daha güzel olur
15 yaşındayım yazarmısınıızzzzzzzzzzzzzzzzz
15 yaşındayım yazarmısınıızzzzzzzzzzzzzzzzz
pdf olarak indirmeyi istiyorum
Hzjsbsbsjsn sanada sukran
Yorum Gönder